Almanya Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim’de, Alman koalisyon hükûmetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar vermişti.
Kararın ardından Alman federal hükûmeti tartışmalı bütçe konusunda zor kararlarla karşı karşıya kaldı.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükûmeti, mahkemenin kararının ardından 2023 ve 2024 federal bütçelerini anayasaya uygun şekilde hazırlamaya çalışıyor.
Ekonomistlere göre mahkemenin kararı, federal hükûmeti bu yasama döneminin en büyük ekonomi politikası sorunuyla karşı karşıya bıraktı.
Kararın ardından Alman koalisyon hükûmeti bütçe krizine halen çözüm bulmakta zorlanırken Scholz, sosyal medya platform X’de yayınlanan videosunda, hükûmetin gelecek yılın bütçesi için hızlıca çalıştığını belirterek gerekli tüm kararların bu yıl alınacağı sözünü verdi.
Scholz, “F2024 bütçesini mahkeme kararının ışığında hızlı ve gerekli özenle revize edeceğiz.” dedi.
İş dünyasında mahkemenin aldığı kararın yansımalarına ilişkin endişeleri yatıştırmaya çalışan Scholz, yüksek enerji fiyatlarından kaynaklanan yükü hafifletmeye yönelik kamu mali yardımının tehdit altında olmadığına işaret etti.
Olaf Scholz, Almanya Anayasa Mahkemesinin acil yardımların devamı için kapıyı açık bıraktığını dile getirerek “En önemli mesaj, mahkeme kararının hala borç frenleme konusunda acil istisnalara izin verdiğidir.” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşının sonuçlarının Alman ekonomisi üzerindeki etkisini hafifletmeye çalıştıklarını anlatan Scholz, sıfır karbon emisyonuna ulaşmak ve ülkenin daha dijitalleşmesi için çaba harcadıklarını dile getirdi.
Başbakan Olaf Scholz, hükûmetin ülkenin bütçe açığını gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 0,35’i ile sınırlayan Anayasa’daki borç freni mekanizmasının 2023 için askıya alınmasını da meclisten isteyeceğini de bildirdi.
Bu arada, koalisyon hükûmetinde Hür Demokrat Parti, mali disiplini güçlü bir şekilde savunduğu için mekanizmanın askıya alınmasına karşı çıkıyordu.
Öte yandan, kamu harcamalarının artırılmasını savunan Yeşiller Partisi’nden Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, parti kongresinde borç freninde reform yapılması yönünde çağrıda bulundu.
Habeck, mekanizmanın esnek olmadığını, istihdamın ve yaratımların yurt dışına taşınmasını durdurmak için sanayiye verilen hayati desteği engellediğini savundu.
Habeck, “Borç freni böyleyken gönüllü olarak ellerimizi arkadan bağladık ve boks maçına çıkıyoruz.” ifadesini kullandı.
MAHKEMENİN KARARI
Mahkeme, ülkenin borç frenindeki istisnaların ihlali nedeniyle 2021 yılı ikinci ek bütçesinin anayasaya aykırı ve geçersiz olduğunu ilan etmişti.
Alman hükûmeti, 2021’deki bütçe değişikliğiyle Kovid-19 salgını tedbirlerine yönelik 60 milyar avro tutarındaki kullanılmayan krediyi İklim ve Dönüşüm Fonu’na (KTF) aktarmaya karar vermişti.
Mahkemenin kararında, ilk olarak borç tavanının, Kovid-19 krizinde de olduğu gibi ancak acil bir durum olması durumunda aşılabileceği, buna karşın fonların iklim fonuna aktarılmasının bu koşulları karşılamadığı ifade edilmişti.
Mahkeme, bu tür acil kredilerin ancak onaylandığı yılda kullanılabileceğini açıkça belirtmişti.
Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman federal hükûmetinin, borç alımını 60 milyar avro artırmasına karşın Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı.
Alman koalisyon hükumeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti.
Kararın Almanya’nın 2023 ve 2024 bütçesini etkilemesi bekleniyordu. Karar, hükûmetin, artık ek olarak, 60 milyar avroyu da hesaba katmasını ve vergi artışlarında hükümet ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle başka yerlerdeki harcamaları kısmasını gerektirecek.